بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

كـَلَّا لَا وَزَرَ ١١

Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok.

– Seyyid Kutub

إِلَىٰ رَبِّكَ يَوۡمَئِذٍ ٱلۡمُسۡتَقَرُّ ١٢

O gün tek varılacak yer Rabbinin huzurudur.

– Seyyid Kutub

يُنَبَّؤُاْ ٱلۡإِنسَٰنُ يَوۡمَئِذِۭ بِمَا قَدَّمَ وَأَخَّرَ ١٣

O gün insanın gerek yapıp önünden gönderdiği, gerekse arkasında izleri kalan tüm işleri kendisine bildirilir.

– Seyyid Kutub

بَلِ ٱلۡإِنسَٰنُ عَلَىٰ نَفۡسِهِۦ بَصِيرَةٞ ١٤

Aslında insan kendi kendinin denetleyicisidir.

– Seyyid Kutub

وَلَوۡ أَلۡقَىٰ مَعَاذِيرَهُۥ ١٥

Birtakım mazeretler ileri sürse de.

– Seyyid Kutub

لَا تُحَرِّكۡ بِهِۦ لِسَانَكَ لِتَعۡجَلَ بِهِۦٓ ١٦

Ey Muhammed, Cebrail sana Kur'an'ı okurken, acele edip onun söylediklerini tekrarlama.

– Seyyid Kutub

إِنَّ عَلَيۡنَا جَمۡعَهُۥ وَقُرۡءَانَهُۥ ١٧

Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir.

– Seyyid Kutub

فَإِذَا قَرَأۡنَٰهُ فَٱتَّبِعۡ قُرۡءَانَهُۥ ١٨

Sana onu okuduğumuzda, onun okunuşunu izle.

– Seyyid Kutub

ثُمَّ إِنَّ عَلَيۡنَا بَيَانَهُۥ ١٩

Sonra onu sana açıklamak da bize düşen bir iştir.

– Seyyid Kutub

كـَلَّا بَلۡ تُحِبُّونَ ٱلۡعَاجِلَةَ ٢٠

Hayır hayır! Ey insanlar, sizler şu kısa süreli dünyayı seviyorsunuz.

– Seyyid Kutub

وَتَذَرُونَ ٱلۡأٓخِرَةَ ٢١

Ahireti gözardı ediyorsunuz.

– Seyyid Kutub

AYARLAR
Okuyucu